Küresel piyasalarda artan jeopolitik gerilimler ve Türkiye ekonomisindeki yapısal kırılganlıklar, yatırımcıyı alarma geçiriyor. Ekonomist Selçuk Geçer, altın ve döviz yatırımı olanlara kritik uyarılarda bulundu: “Yeni dalga kapıda, hazırlıklı olmayan büyük kayıplar yaşayabilir.” dedi.
Ekonomist Selçuk Geçer, global ölçekte yükselen jeopolitik risklerin ve ekonomik dalgalanmaların yatırımcılar için yeni bir kırılma noktası yaratabileceğini belirtti. Altın ve dolar sahiplerine seslenen Geçer, “Bu süreci doğru yöneten kazanır, hazırlıksız olan ise maalesef kaybeder” diyerek dikkat çekici bir uyarıda bulundu.
Altının ons fiyatının 3.287 dolara, gram altının ise 4.050 TL seviyelerine ulaşmasının birçok yatırımcı için sürpriz olduğunu belirten Geçer, bu yükselişin henüz başlangıç olduğunu ifade etti. “Piyasa sürekli değişiyor, altın uzun vadede 4.000-4.500 dolar bandına çıkabilir” sözleriyle, portföylerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini vurguladı.
Geçer’e göre, Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze’deki kriz ve ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı, küresel ekonomi üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. OECD ve Dünya Bankası gibi kuruluşların son raporlarında yer alan uyarılar, dünya genelinde risk iştahının giderek azaldığını gösteriyor. Bu süreçte yatırımcıların altın gibi güvenli limanlara yöneldiğini belirten Geçer, “Portföylerde altının oranı mutlaka artırılmalı” dedi.
ABD’de yaklaşan başkanlık seçimlerinin ve Donald Trump’ın Fed politikalarına yönelik eleştirilerinin piyasalarda yeni dalgalanmalar yaratabileceğini ifade eden Geçer, Çin’in BRICS ülkeleriyle geliştirdiği stratejik iş birliklerinin de küresel enflasyon baskısını artırabileceğini kaydetti.
Selçuk Geçer’in değerlendirmelerine göre, Türkiye ekonomisinde uygulanan politikalar görüntüde iyimser bir tablo sunsa da, arka planda ciddi yapısal sorunlar söz konusu. “Sadece para politikası ile ekonomiyi yönetmeye çalışmak, uzun vadede kırılganlığı artırıyor” diyen Geçer, mevcut durumun dar gelirli vatandaşları, üreticileri ve ihracatçıları zor durumda bıraktığını belirtti.
Mart ayı itibarıyla dış ticaret açığının aylık 7 milyar doları, yılın ilk çeyreğinde ise 22 milyar doları aştığını ifade eden Geçer, kısa vadeli dış borcun 173 milyar dolara, reel sektörün döviz açık pozisyonunun ise 155 milyar dolara ulaştığını açıkladı.
Geçer, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerine duyulan güvenin ciddi anlamda sarsıldığını ifade ederek, halkın yaşadığı ekonomik gerçeklikle resmi açıklamalar arasında büyük bir uçurum olduğuna dikkat çekti. Türk-İş verilerine göre açlık sınırının asgari ücreti geçtiğini, yoksulluk sınırının ise neredeyse dört katı olduğunu hatırlattı.
Selçuk Geçer son olarak, Türkiye ekonomisinin bu sarmaldan çıkabilmesi için yapısal reformların kaçınılmaz olduğunu söyledi. Aksi takdirde hem vatandaşlar hem de kamu bütçesi üzerinde büyük bir yük oluşacağını belirten Geçer, “Acil adımlar atılmazsa bu yük doğrudan halka yansıyacak” diyerek yetkilileri önlem almaya çağırdı.
