19 Mart sonrası artan döviz talebiyle tırmanan dolarizasyon oranı, son üç haftadır düşüş trendine girdi. Faiz artışlarının ve sıkı para politikalarının etkisiyle döviz mevduatlarında çözülme başladı, dolarizasyon oranı yüzde 42,25’e kadar geriledi.
Mart ayının ikinci yarısında yaşanan siyasi ve finansal dalgalanmaların etkisiyle dövize yönelen yerli yatırımcılar, Nisan sonunda itibaren yeniden TL’ye dönüş sinyalleri vermeye başladı. Özellikle yüksek faiz politikası ve artan reel getiri beklentisi, döviz hesaplarında çözülmeyi tetikledi.
Merkez Bankası verilerine göre, 25 Mart’tan 9 Mayıs’a kadar olan üç haftalık dönemde parite etkisinden arındırılmış döviz mevduatları toplamda 1.7 milyar dolar azaldı. Bu süreçte dolarizasyon oranı da %42,56’dan %42,25’e geriledi.
Son üç haftada döviz hesaplarında yaşanan çözülmenin detayları dikkat çekici:
Gerçek kişilerin döviz mevduatları 697,9 milyon dolar azaldı
Tüzel kişilerin döviz hesaplarındaki azalma ise 985,7 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti
Bu düşüş, özellikle kur korumalı mevduat (KKM) dışındaki döviz hesaplarında da gözlemlendi. 25 Mart haftasında KKM hariç yabancı para mevduatların toplam içindeki payı %39,38 ile yılın zirvesine çıkarken, bu oran 9 Mayıs haftasında %39,35’e geriledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, son dönemde atılan adımların finansal istikrarı yeniden tesis ettiğini belirtti. “Yabancı para mevduata (DTH) olan talep azalırken, ülke risk primi (CDS) düşüşte. Merkez Bankası brüt rezervleri 5,8 milyar dolar arttı. Bu gelişmeler, dezenflasyon sürecine de katkı sağlıyor.” Şimşek, nihai hedefin kalıcı fiyat istikrarı olduğunu ve uygulanan programın kararlılıkla sürdürüleceğini vurguladı.
BDDK’nın haftalık verileri, TL lehine dengelenen tabloyu açıkça ortaya koyuyor. 25 Nisan haftasında %57,43’e kadar gerileyen TL mevduatın toplam mevduattaki payı, son haftalarda yükseliş sinyalleri vermeye başladı.
Bu tablo, hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıların yeniden TL varlıklara yöneldiğine işaret ediyor. Analistler, bu eğilimin sıkı para politikalarının devam etmesi durumunda kalıcı hale gelebileceği görüşünde.