Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bursa Valiliği’ni ziyaretinin ardından gerçekleştirilen “Eğitim Değerlendirme Toplantısı” sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Tekin, Bursa’daki eğitim istatistiklerini geçmiş ve günümüz verileriyle karşılaştırarak, Türkiye’nin eğitim altyapısında kaydedilen ilerlemeleri vurguladı. Ayrıca, beceri odaklı yeni müfredat modeli ve sendikal eylemlerle ilgili görüşlerini paylaştı.
Bakan Tekin, Bursa’da 2002-2003 eğitim-öğretim yılında 430 bin öğrenci ve 9 bin 488 derslik bulunurken, bugün öğrenci sayısının 659 bin 971’e, derslik sayısının ise 25 bin 85’e yükseldiğini belirtti. Derslik başına düşen öğrenci sayısında da önemli bir düşüş yaşandığını ifade eden Tekin, “İlkokullarda 2002-2003’te derslik başına 44 öğrenci düşerken, bu sayı bugün 27’ye geriledi. Ortaöğretimde ise 40 olan bu rakam, şu an 22’ye indi” dedi. Öğretmen sayısında da ciddi bir artış yaşandığını aktaran Tekin “2002-2003’te 16 bin 500 öğretmenimiz varken, şu anda bu sayı 43 bin 861’e ulaştı. Yaklaşık 3 katlık bir artış söz konusu” diye konuştu. Bu gelişmelerin Türkiye genelinde benzer şekilde gözlendiğini ve OECD ile BM gibi uluslararası kuruluşlar tarafından takdir edildiğini ekledi.
Eğitim sisteminde beceri odaklı bir dönüşüm yaşandığını kaydeden Tekin, “Dünyada kazanım merkezli eğitimden beceri odaklı eğitime geçiş var. Biz de 10-11 yıldır bu süreci hazırlıyorduk ve 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile bu değişikliği başlattık” dedi. Tekin, Aralık 2024’te yayımlanan TIMSS raporlarının, Türkiye’nin akademik başarıda ve fiziki altyapıda geldiği noktayı ortaya koyduğunu belirtti.
Yerel yönetimlerin eğitime desteğine de değinen Tekin, bazı belediyelerin arsa temini ve asli görevlerini yerine getirme konusunda çekimser davrandığını ifade etti. “Yatırım yapacak arazi bulmakta zorlanıyoruz. Belediyeler destek olmazsa işlerimiz aksıyor” diyerek bu konuda iş birliği çağrısı yaptı.
Bakan Tekin, Eğitim-Sen üyesi akademisyenlerin derslere girmeme kararına ilişkin soruya, eğitim-öğretimin temel bir hak olduğunu vurgulayarak yanıt verdi. “Sendikal özgürlükler, bir başkasının hakkını engellememeli. ‘Okula gelmiyorum, çocuklar ne olursa olsun’ diyemezsiniz. Bu, anayasal bir suçtur” dedi. Bu tür eylemlere katılanlara hukuki yaptırımlar uygulanacağını belirten Tekin, “Hem disiplin mevzuatını işleteceğiz hem de yargı mercilerine başvuracağız” diye ekledi.
KPSS sonrası mülakatlarda mağduriyet yaşandığını iddia edenlere de değinen Tekin, “Mülakata kategorik olarak karşı çıkmak mağduriyet değildir. Ancak ‘Mülakatta adaletsizlik yapıldı’ diyorsanız, bu bir mağduriyettir ve biz bunu gideririz” dedi. Sürecin adil işlemesi için tüm tedbirlerin alındığını ifade eden Tekin, “Haksızlık yapıldığını düşünenler hakkını arasın. Kimsenin hakkının yenmesine izin vermeyiz” diyerek sözlerini tamamladı.