Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Filiz Akın, bir süredir tedavi gördüğü hastanede 82 yaşında hayata veda etti. Yeşilçam’ın zarif yıldızı, 21 Mart 2025 tarihinde sessiz sedasız bir şekilde Aşiyan Mezarlığı’nda defnedildi. Filiz Akın’ın vefatı, sanat camiasını ve sevenlerini derin bir üzüntüye boğarken, geride bıraktığı 116 filmle Türk sinema tarihine damga vurmuş bir miras bıraktı.
Sağlık Bakanlığı, Filiz Akın’ın vefatını resmi bir açıklamayla duyurdu: “Türk sinemasının nadide isimlerinden Filiz Akın, bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir. Sinema tarihimizde unutulmaz izler bırakan Filiz Akın’a Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve sanat camiasına başsağlığı diliyoruz” Akın’ın vasiyeti doğrultusunda sade bir defin töreni gerçekleştirilirken, önümüzdeki günlerde sevenleri için bir veda ve anma programı düzenleneceği belirtildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı da yayımladığı taziye mesajında, “Yeşilçam’ın zarafeti ve asaletini temsil eden Filiz Akın, sanat hayatı boyunca pek çok unutulmaz yapımda rol alarak sinemamızın gelişimine büyük katkılarda bulundu. ‘Dört Yapraklı Yonca’dan biri olarak sanat dünyamıza kattığı eşsiz değerlerle daima hatırlanacaktır. Mekânı cennet olsun” ifadelerine yer verdi.
2 Ocak 1943’te Ankara’da doğan Filiz Akın, asıl adıyla Suna Akın, Türk sinemasının “Dört Yapraklı Yonca”sı olarak anılan Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve merhum Fatma Girik ile birlikte Yeşilçam’ın altın çağını şekillendirdi. Terzi bir anne ile avukat bir babanın kızı olarak dünyaya gelen Akın, eğitim hayatına 5,5 yaşında yatılı okulda başladı. Liseyi dereceyle tamamlayan sanatçı, kısa bir süre turizm acentasında çalıştıktan sonra 1962’de Artist Mecmuası’nın düzenlediği yarışmada birincilik kazanarak sinema dünyasına adım attı.
İlk filmi Akasyalar Açarken’de Göksel Arsoy ile başrolü paylaşan Filiz Akın, ardından Gurbet Kuşları, Ankara Ekspresi, Dağlar Kızı Reyhan ve Yuvasız Kuşlar gibi unutulmaz yapımlarda rol aldı. 1971’de Ankara Ekspresi filmindeki performansıyla 8. Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazanan Akın, zarafeti ve yeteneğiyle Yeşilçam’ın en sevilen yüzlerinden biri oldu.
Filiz Akın, 2002 yılında nazofarenks (burun ve ağız arkası) kanserine yakalandı. Teksas Üniversitesi’ne bağlı MD Anderson Kanser Merkezi’nde tedavi görerek hastalığı yenen sanatçı, kanser farkındalığını artırmak için kitaplar yazdı ve deneyimlerini kamuoyuyla paylaştı. Bodrum’da uzun süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden Akın, 13 Ocak 2025’te Cumhurbaşkanlığı’nın yönlendirmesiyle ambulans uçakla İstanbul’a nakledilmişti. Ancak tüm çabalara rağmen hayatını kaybetti.
Akın, eşi eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal ile yaptığı bir söyleşide vasiyetini şu sözlerle açıklamıştı: “Yaşayacaksam kaliteli yaşayayım, eğer bağımlı olacaksam ve bitkisel hayata gireceksem öleyim. Eşimle birbirimize vasiyet ettik, ötenazi hakkı tanınırsa bunu kullanma sözü verdik. Kalitesiz bir yaşam olacaksa misafirlik bitsin. Ama sevgi alışverişini yapabilirsem yaşamayı tercih ederim” Sanatçı, sağlıklı yaşam için spor yapmayı ve şekerden uzak durmayı önerirken, “Kanser bile şekeri çok seviyor” diyerek farkındalık mesajları vermişti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Türk sinemasının mümtaz ismi Filiz Akın’ın vefatından büyük üzüntü duydum. Merhumeye Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesine ve sanat camiasına başsağlığı diliyorum” dedi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise, “Zarafetiyle, duruşuyla sinemamızda açtığı yolla hepimizin kalbinde yer etti. Doğduğu Beypazarı’nın sokağında ismi, bu ülkenin hafızasında izi kalacak” sözleriyle Akın’ı andı.
Oğlu Türker İnanoğlu da annesi için duygusal bir paylaşımda bulundu ve onun mirasını yaşatacaklarını vurguladı.
Filiz Akın, sinema kariyerinin yanı sıra İzmir Gazinosu’nda assolist olarak sahne almış, Paris’te geçirdiği yıllarda ise tanınmışlığın getirdiği konforu özlediğini ifade etmişti. İlk evliliğini 1965’te Türker İnanoğlu ile yapan Akın, 10 yıl süren bu birlikteliğin ardından Bubi Rubinstein ile 11 yıl evli kaldı. Her iki evliliğinde de kendine özgü duruşunu koruyan sanatçı, Yeşilçam’ın en zarif temsilcilerinden biri olarak anıldı.
Filiz Akın’ın vefatı, Türk sinemasında bir devrin daha kapanışı olarak değerlendiriliyor. Sevenleri, onun filmleriyle büyüdükleri anıları yeniden hatırlarken, sanat camiası bu büyük kaybın yasını tutuyor. Akın’ın anma töreni, önümüzdeki günlerde sevenlerini bir araya getirecek. Mekânı cennet olsun…
