SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

TV Newsroom

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa » Haber » Türkiye-ABD İşbirliği Fırsatları Trump Döneminde Artıyor

Türkiye-ABD İşbirliği Fırsatları Trump Döneminde Artıyor

Yayınlanma:
Türkiye-ABD İşbirliği Fırsatları Trump Döneminde Artıyor

Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemiyle birlikte Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılabileceği öngörülüyor. Peki, bu dönemde iki ülkeyi neler bekliyor? İlişkilerdeki kronik sorunlar çözülebilecek mi, yoksa yeni gerilimler mi ortaya çıkacak? İşte detaylar…

Trump Döneminde Türkiye-ABD İlişkileri: Fırsatlar ve Zorluklar

Joe Biden döneminde mesafeli bir seyir izleyen Türkiye-ABD ilişkileri, Trump’ın tekrar başkan seçilmesiyle farklı bir rotaya girebilir. Erdoğan ile Trump arasındaki kişisel yakınlık, iki ülke arasında pozitif bir atmosfer yaratma potansiyeli taşıyor. Ancak Prof. Dr. Kireçci’ye göre, bu yakınlık tek başına yeterli değil. Küresel jeopolitik değişimler, Orta Doğu’daki gerilimler ve ABD’nin Çin politikaları, Türkiye’yi stratejik bir ortak olarak öne çıkarıyor. Avrupa güvenliği, NATO’nun geleceği ve İsrail’in bölgedeki tutumu da ilişkilerin seyrini belirleyecek temel unsurlar arasında yer alıyor.

Suriye ve Bölgesel İstikrar Masada

Trump ve Erdoğan’ın 16 Mart’taki telefon görüşmesi, yeni dönemin ilk sinyallerini verdi. Görüşmeyi “dönüştürücü” olarak nitelendiren Trump’ın Orta Doğu temsilcisi Steve Witkoff, kapsamlı bir hazırlık sürecinin başladığını belirtti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD ziyareti de bu görüşmenin ön adımı olarak değerlendiriliyor. Masada öne çıkan konulardan biri, 14 yıllık iç savaşın ardından Esed rejiminin çökmesiyle Suriye’nin istikrara kavuşması. Türkiye, geçiş sürecinde kilit rol oynarken, ABD’den bu çabalar için destek bekliyor. İsrail’in Suriye’deki saldırıları ve Körfez ülkelerinin tutumu ise istikrarın önündeki engellerden bazıları.

F-35, CAATSA ve F-16 Gündemi

Türkiye’nin savunma alanındaki talepleri de yeni dönemde masaya yatırılacak. F-35 programına geri dönüş, ödenen ücretlerle birlikte uçakların teslimatı ve CAATSA yaptırımlarının kaldırılması, Ankara’nın öncelikli beklentileri arasında. Ayrıca, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği sürecinde söz verilen F-16’ların alımı da hızlandırılmayı bekliyor. Türkiye’nin savunma teknolojilerindeki ilerlemesi, NATO içindeki rolünü güçlendirirken, bu alanlarda ABD ile işbirliği potansiyelini artırıyor.

İlişkilerde Kırılma Riski: PYD ve İsrail Faktörü

ABD’nin PYD’ye silah desteği ve Yunanistan’a yönelik askeri yardımları, iki ülke arasında gerilim yaratan konuların başında geliyor. Türkiye, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye verilen desteğin NATO müttefikliğine aykırı olduğunu savunuyor. Öte yandan, İsrail’in Gazze ve Suriye’deki saldırgan tutumu, Türkiye’nin tepkisini çekerken, ABD’nin bu politikaları frenleyip frenleyemeyeceği belirsizliğini koruyor. Bu farklılıklar, ilişkilerde ani kırılmalara yol açabilir.

Ticaret Hedefi: 100 Milyar Dolar

İkili ilişkileri güçlendirmenin bir diğer yolu ise ticaret hacmini artırmak. Trump’ın ilk döneminde dile getirdiği 100 milyar dolarlık ticaret hedefi, yeni süreçte yeniden gündeme gelebilir. Enerji, tekstil, demir-çelik ve teknoloji gibi alanlarda işbirliği, iki ülkeye de ekonomik fayda sağlayabilir. Türkiye’den ABD’ye ihracatta uygulanacak %10’luk gümrük vergisi avantajı da bu hedefi destekleyen unsurlardan biri.

Sonuç: İşbirliği mi, Gerilim mi?

Trump ile Erdoğan arasındaki pozitif dinamikler, bölgesel istikrar ve ortak çıkarlar için bir fırsat sunsa da, ABD’deki lobilerin etkisi göz ardı edilemez. Ermeni, Yunan ve FETÖ lobilerinin Türkiye karşıtı hamleleri ile İsrail lobisinin politikaları, ilişkilerde zorluk yaratabilir. Öte yandan, Türkiye’nin göç kontrolü, enerji koridorlarının güvenliği ve bölgesel istikrar üretimindeki rolü, ABD için vazgeçilmez bir ortaklık sunuyor. İki liderin bu potansiyeli kalıcı bir işbirliğine dönüştürmesi, jeopolitik belirsizliklerin gölgesinde kritik bir sınav olacak.

İlgili Haberler