Türkiye’de milyonlarca emekli için maaş zammı hesapları yeniden gündemde. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) nisan ayı enflasyon verilerini açıklamasıyla birlikte 2025’in ilk dört ayında oluşan zam farkı netleşmeye başladı. SSK ve Bağ-Kur emeklileri için kümülatif artış yüzde 13,36 seviyesine ulaşırken, memur ve memur emeklilerinde enflasyon farkı yüzde 12,29 olarak kayıtlara geçti. Ancak bu oranlar kesin zamları henüz belirlemiyor. Temmuz ayında uygulanacak maaş artışları için mayıs ve haziran ayı enflasyon verilerinin de devreye girmesi gerekiyor. Şimdi gözler, önümüzdeki haftalarda TÜİK tarafından açıklanacak olan yeni verilerde. Ekonomik gelişmelerin ve piyasa dinamiklerinin yakından takip edildiği bu süreçte, emekliler için belirleyici olacak iki aylık kritik bir dönem başlamış durumda. Gıda fiyatlarından ulaşıma kadar birçok kalemde yaşanan artışlar, emeklilerin geçim yükünü artırırken, temmuz ayında yapılacak zam oranının ne kadar rahatlatıcı olacağı merakla bekleniyor.
Yılın ilk dört ayı itibarıyla TÜFE’de yaşanan birikimli artış yüzde 13,36’ya ulaştı. Bu oran, SSK ve Bağ-Kur emeklileri için şimdiden maaşlara yansıtılacak potansiyel zammın habercisi. Ancak bu artışın nihai zam oranı olmadığını belirtmekte fayda var. Çünkü yasal düzenlemeye göre, bu emekliler her altı ayda bir oluşan TÜFE artışı oranında maaşlarına zam alıyor. Yani mayıs ve haziran enflasyonları da bu hesaba dahil edilmeden kesin oran belli olmayacak. Buna rağmen, şu anki verilere göre emeklilerin temmuz zammı en az yüzde 13,36 seviyesinde şekillenecek gibi görünüyor.
Geçtiğimiz yıl yüksek enflasyonun gölgesinde kalan sabit gelirli kesim, yeni dönemde en azından enflasyona ezdirilmeme sözünün tutulmasını bekliyor. Bu nedenle önümüzdeki iki aylık süreç, hem emekliler hem de kamuoyu için oldukça kritik hale geldi.
Memur ve memur emeklileri için ise durum biraz daha farklı bir hesaplama yöntemiyle işliyor. Toplu sözleşme ile belirlenen oranlara ek olarak, gerçekleşen enflasyon bu kesim için “enflasyon farkı” olarak hesaba katılıyor. Yılın ilk altı ayında toplu sözleşmeden kaynaklı zam oranı yüzde 15 olarak belirlenmişti. Ancak nisan ayı itibarıyla dört aylık enflasyon farkı yüzde 12,29 seviyesine çıktı. Bu fark, altı aylık enflasyon oranı yüzde 15’i aştığında, aşan kısmın maaşlara eklenmesiyle devreye giriyor.
Henüz dört aylık verilerle bu eşiğe ulaşılmış değil; ancak mayıs ve haziran enflasyonlarının bu farkı artırması oldukça muhtemel. Dolayısıyla memurlar ve emekli memurlar için de kesin zam oranı temmuz başında netlik kazanacak. Uzmanlar, özellikle gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın bu farkı büyütebileceğine dikkat çekiyor.
Yüksek enflasyonun gölgesinde geçen son yıllarda, maaş zammı beklentisi sadece rakamsal bir artış değil; aynı zamanda alım gücünün korunması anlamına geliyor. Özellikle temel ihtiyaç harcamalarında yaşanan fiyat artışları, sabit gelirli grupların yaşam kalitesini ciddi oranda etkiliyor. Bu noktada, temmuz ayında yapılacak zam oranı sadece yasal bir düzenleme değil, aynı zamanda sosyal bir beklenti haline dönüşmüş durumda.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ve Merkez Bankası’nın ekonomik hedefleriyle TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri arasında zaman zaman oluşan farklar da kamuoyunda tartışma konusu olabiliyor. Bu nedenle temmuz zammının sadece teknik değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal bir etkisi olacağı öngörülüyor.
SSK ve Bağ-Kur emeklileri başta olmak üzere geniş bir kesim, sadece enflasyon farkı kadar değil, üzerine refah payı eklenmesini de talep ediyor. Geçtiğimiz yıl yapılan düzenlemelerle bu yönde adımlar atılmış, emeklilere ilave artış yapılmıştı. 2025’te de benzer bir uygulamanın gündeme gelip gelmeyeceği merak konusu. Hükümet cephesi henüz bu konuda net bir açıklama yapmadı ancak kamuoyundaki beklenti yüksek.
Temmuz ayı yaklaşırken, açıklanacak yeni veriler emeklilerin cebine ne kadar yansıyacak sorusunu da beraberinde getiriyor. Kulislerde konuşulan senaryolardan biri, yılın ikinci yarısında enflasyonun daha düşük seyredeceği yönünde. Bu da temmuz zammının yılın ilk yarısındaki enflasyona göre belirlenmesini daha önemli hale getiriyor. Dolayısıyla önümüzdeki haftalarda açıklanacak olan enflasyon verileri, sadece bir istatistik değil, milyonlarca vatandaş için hayat standardının da belirleyicisi olacak.
