Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmralı’da cezaevinde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan ile başlatılan süreç çerçevesinde, DEM Parti İmralı heyeti üyeleriyle Beştepe’de bir araya geldi. DEM Parti heyeti, TBMM Başkanvekili ve milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile eski Eş Başkan Pervin Buldan’dan oluşuyordu. İmralı heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştirdiği bu görüşme, yaklaşık bir saat 25 dakika sürdü. DEM Parti’nin görüşme sonrası yazılı bir açıklama yapması bekleniyor.
Önder ve Buldan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluşma öncesinde bazı açıklamalarda bulundu. Sırrı Süreyya Önder, “Bugün sürecin geldiği noktayı Sayın Cumhurbaşkanı’na arz edeceğiz ve kendisini bilgilendireceğiz. Bundan sonraki süreçte hem kendi görüş ve önerilerini hem de bizlerin önerilerini paylaşacağız. İnanıyoruz ki, demokratik siyaset alanı ve barışa yönelik faaliyetler bundan sonra çok daha hızlı, daha nitelikli ve daha seri adımlarla devam edecektir,” dedi.
Pervin Buldan ise, “Bu görüşmenin önemli olduğunu ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanı belki de ilk defa bizimle bir görüş alışverişinde bulunacak. Nelerin yapılması gerektiğine dair görüşlerini iletecek, biz de yaptığımız bütün görüşmelere dair kendisini bilgilendireceğiz. Belki yazılı bir açıklama da yapabiliriz,” şeklinde konuştu.
Görüşme, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik 19 Mart’ta başlatılan soruşturmalar ve tutuklama sürecinin gölgesinde kalan barış sürecinin devamı açısından kritik bir rol oynamaktadır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ekim ayında başlattığı süreç çerçevesinde, PKK’nın cezaevindeki lideri Abdullah Öcalan ile bir süredir farklı kanallarla görüşmeler sürdürülüyordu.
DEM Parti’nin İmralı heyeti, 27 Şubat’ta Öcalan’ın örgütüne yaptığı silah bırakma ve kendini feshetme çağrısının ardından siyasi partilerle görüşme turuna çıkmıştı. Erdoğan’ın bu görüşmelere katılıp katılmayacağı merak edilirken, buluşmanın Ramazan Bayramı sonrasında olabileceği kulislerde konuşuluyordu. Erdoğan, partisinin son grup toplantısında “Yarın (10 Nisan) DEM Parti heyetini kabul edeceğini” açıklayarak, “Cumhur İttifakı olarak büyük bir titizlikle ve sabırla yürüttüğümüz bu süreci, inşallah ülkemizin hayrına olacak şekilde neticelendireceğiz. Yarın DEM heyetini kabul ederek, kendileriyle görüşecek ve terörsüz Türkiye hedefine ulaşma hedefimizi teyit edeceğiz,” demişti.
Bu arada, bugün gerçekleştirilen görüşme, Erdoğan’ın eskiden BDP ve HDP, şimdi ise DEM Parti ismini alan çizgideki Kürt siyaseti temsilcileri ile uzun bir aradan sonraki ilk buluşması olma özelliğini taşıyor. Erdoğan, en son başbakanlığı döneminde 12 Haziran 2012 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak ile bir araya gelmişti. Bu görüşme, o dönemde bir Türk jetinin Suriye tarafından vurularak düşürülmesi üzerine, Erdoğan’ın TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerle görüş alışverişinde bulunması kapsamında gerçekleşmişti.
Erdoğan’ın o dönem terörle mücadele konusundaki görüşme taleplerine uzun bir süre yanıt vermeyen MHP lideri Bahçeli de, Suriye konusundaki bu davete olumlu yanıt vermişti.
Buluşma öncesinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün geceki Şişli mitinginde Kürt sorunu ile ilgili mesajlar verdi. Özel, İmamoğlu’na ve tutuklanan bazı isimlere DEM Parti ile yapılan “kent uzlaşısı” nedeniyle yöneltilen suçlamaları hatırlatarak, “Resul Emrah Şahan’ın listesinde bir Kürt demokrat varsa, bu Kürde verdiğimiz değerdendir. Oyu sana verdiğinde makbul, Kürt vermediğinde terörist ilan ediyorsan, sen sahtekarsın, iki yüzlüsün! Şimdi bunlar Türkiye’de Kürt sorununu çözeceklermiş, barış getireceklermiş. Bu samimiyetsizlikle çözüm olur mu? Çözüm, Türk ile Kürt’ü eşit bilmekle olur, Alevi ile Sünni’yi birlikte kucaklamakla olur. Bunu, selefi hayalleri olan, halife olmak isteyen bir anlayış yapamaz! Bunu demokratlar yapar. Selefilik hayalleriyle halefine darbe yapan cuntacı, Kürt sorununu çözemez. Bunu çözerse Türkiye’nin kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisi çözer,” şeklinde konuştu.
Erdoğan ile DEM Parti heyetinin buluşması, Bahçeli’nin başlattığı sürecin yönü ve hızının belirlenmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te haftalık grup toplantısında yaptığı açıklamada, “Beklenen adımlar konusunda bir rehavet ve rahatlık” bulunduğunu dile getirerek, “Bir bekleme durumu söz konusu. Türkiye’nin en temel meselesi tartışılıyor ama bir bekleme durumu var. Bekleyerek dünyanın neresine barış gelmiş acaba bilen var mı?” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise, Bakırhan’ın açıklamasından bir gün sonra yaptığı değerlendirmede, Erdoğan’ın DEM Parti heyetiyle görüşeceğini hatırlatarak, “Bizim beklentimiz, en kısa sürede Terörsüz Türkiye sürecinin tamamlanmasıdır. Bölgemiz üzerindeki emperyalist oyunların boşa çıkarılması ve milli birliğimizin pekiştirilmesi önemlidir,” demişti.
Bu süreçte iktidar, PKK’dan Öcalan’ın çağrısına uyarak kongresini toplamasını ve bir an önce silahlarını bırakarak kendini feshetmesini beklediğini açıklamıştı. PKK ise kongreyi toplamak için bazı güvenlik gereklerinin yerine getirilmesi, Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi gibi hususların gerçekleşmesi gerektiğini belirtmişti. KCK yöneticisi Mustafa Karasu, en son 4 Nisan’da PKK’nın televizyonu Medya Haber’in bir yayınında yaptığı açıklamada, Türk hükümetini adım atmamakla eleştirerek, “Eğer adım atılmazsa, verilen sözler yerine getirilmezse biz de böyle bekleyemeyiz,” demişti. Karasu, ayrıca örgütün kendini feshetmesi için kongrenin toplanması gerektiğini vurgulamıştı.
Süreç içinde ayrıca DEM Parti’nin de bazı beklentileri bulunmaktadır. Bu beklentiler arasında hasta tutukluların durumu, Selahattin Demirtaş ve diğer siyasi tutukluların serbest kalmasına yönelik uluslararası yargı kararlarına uyulması gibi unsurlar yer alıyor. DEM Parti TBMM Grup Başkanvekili Sezai Temelli, hafta başında TBMM’de yaptığı basın toplantısında, iktidarın 27 Şubat’tan bu yana “adeta bir donma hali” yaşadığını söylerken, “Sürekli aynı şeyi duyuyoruz iktidardan; ‘Kongrelerini yapsın PKK, silah bıraksın.’ Peki kongreyi nasıl yapacaklar? Güvenliği, hukuku, kongrenin yapılma koşullarının konuşulması, kongreye Sayın Öcalan’ın nasıl katılacağı, hangi iletişimle orada bulunacağı… Bunlarla ilgili hiçbir şey konuşulmuyor,” ifadelerini kullanmıştı.